Ekmek: Nimet mi, Zehir mi?
Türk halkının beslenme geleneğinde önemli yer işgal eden ekmek, sofrada mutlaka kendine yer buluyor. Öyle ki ekmek “temel gıda maddesi” olarak görülüyor. Peki, ekmeğin içeriği, sofraya gelene kadar maruz kaldığı işlemler ve vücuda etkileri hakkında yeterince bilinçli misiniz?
Göründüğü Kadar Masum Değil
Ekmekle ilgili dogmatik inanışların son yıllarda bilim insanları tarafından cesurca sorgulanmaya başlaması Ekmeğin Zararlarını gün yüzüne çıkardı.
Ekmeği zararlı kılan unsurların başında kullanılan katkı maddeleri, un ve endüstriyel maya geliyor. Ekmek yapımında kullanılan rafine un işlenirken lif, vitamin ve mineral gibi sağlık için gerekli besin öğelerinden neredeyse tamamen arındırılıyor. Geriye sadece yüksek miktarda ve yararsız kalori kalıyor. Glisemik indeksi yüksek olan rafine un, kan şekeri ve insülin seviyelerini ani şekilde yükseltir. ABD Texas Üniversitesi’nde yapılan araştırma, glisemik indeksi yüksek gıdaların sık tüketilmesinin akciğer kanserine yakalanma riskini %48 oranında arttırdığını ortaya çıkarmıştır.
Yüksek oranda gluten içeren ticari ekmek, çölyak hastalığı, obezite ve karaciğer yağlanmasının baş sorumlusu. Bunlarla beraber aşırı ekmek tüketimi şeker hastalığı, bağırsaklarda fonksiyon bozuklukları, kalp ve damar hastalıkları için uygun zemin oluşturuyor.
Çocuklardan Uzak Tutun
Dünya Sağlık Örgütü 2016 yılından beri früktoz tüketiminin azalmasına yönelik çalışmalarda bulunuyor. Amerikan Kalp Derneği’nin 2016 yılında yayımladığı bildiri çocuklara, en az iki yaşına kadar yüksek oranda früktoz içeren gıdalar verilmemesi gerektiği yönünde. Früktoz bakımından zengin olan ekmek, erken çocukluk dönemi için oldukça sakıncalı. Pankreas ve karaciğer gelişimi tamamlanmamış olduğu için iki yaşından küçük çocukların yüksek miktarda früktoza maruz kalması yetişkinlik döneminde kalp hastalıklarına yakalanma riskini ciddi oranda arttırıyor.
Neden Organik Ekmek?
Diğer gıdalarda olduğu gibi ekmekte de organik alternatiflere yönelmek gerekiyor. Peki, Neden Organik Ekmek?
Organik üretim, üretimin her aşamasında doğallığın ve sağlığın gözetildiği üretimdir. Gıda, tüketiciye ulaşana kadar geçen her aşamada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen sertifikasyon kuruluşları tarafından denetlenir ve sertifikalandırılır. Bu sebeple organik ekmek sağlığa zararlı katkı maddesi içermez. Besin öğeleri bakımından zengin olan organik ekmek besleyicidir.
Güvenilir üreticilerden Baca Cafe’nin Siyez buğdayıyla ürettiği organik ekşi maya ekmekleri hem sağlıklı hem lezzetli. Uzmanlar, Siyez buğdayından yapılmış ekmekleri, ticari ekmeğe alternatif olarak öneriyorlar.
Siyez Buğdayı Nedir?
12 bin yıllık geçmişi olan ve Kastamonu’da yetiştirilen Siyez buğdayı Türkiye’nin korunması ve üretiminin desteklenmesi gereken “Presidium” ürünü olarak belirlenmiştir.
Lif, vitamin, protein ve mineral bakımından zengin Siyez buğdayı, bağırsakları temizler, anne sütünü arttırır. Yüksek antioksidan içeriği sebebiyle hücre yenilenmesine yardımcı olur, yaşlanma etkilerini geciktirir. Çocukların gelişim sürecini olumlu yönde destekler, sinir ve sindirim sistemlerinin sağlıklı işlemesine yardımcı olur. Yapısındaki selüloz kabızlığı engeller ve bağırsak kanseri riskini düşürür.
Ekşi Mayalı Ekmeğin Faydaları Neler?
Üretim süreci 15 saati bulan ekşi mayalı ekmeklerin glisemik indeksi düşüktür. Bu, şeker hastalığı riski oluşturmamak ve uzun süreli tokluk hissi anlamlarına geliyor. Küflenmeyi engelleyen asetik asit, bu ekmeklerin yapımında doğal olarak üretilir. Oysa ticari ekmeklerin bozulmaması için sağlığa zararlı katkı maddeleri kullanılmaktadır. Ekşi mayalı ekmeklerin yapım aşamasındaki mayalanma süreci bağırsaktaki yararlı bakteri miktarını arttırır. Bu ise bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.
Lezzetini doğallığından alan ekşi mayalı ekmekler, kendi sağlığınız ve sevdiklerinizin sağlığı için yapacağınız en doğru tercih.